Aslında bizim durumumuz kör bir adamın çaresizliğine benziyor.
Kör bir adam düşünün gözlerini açtığında gördüğü yerin en güzel yer olduğunu düşünür. Sonra keşfeder dünyayı ve anlar aslında gördüğü ilk yerin en güzel yer olmadığını peki ya hiç açmazsa gözlerini? Ya da hep o yerde kalırsa, o zaman ne olur?

Hiç açılmadıysa gözlerini hep ona anlatılanlar kadar
bilir güzelliği. Ya da hiç çıkmadıysa gözlerinin açıldığı yerden hep orayı
güzel bilerek yaşar. İşte bize olan tam olarak da bu aslında aşkı anlatıyorlar
filim ve dizilerde onu aşk sanıp orada tarif edildiği gibi arıyoruz.
Devamlı
gözümüzün önünde olan markaları kaliteli sanıyoruz mesela hiç görmediğimiz bir
marka geldiyse evimize ya bu ne niye bilindik bir marka almadın derken;
reklamını izlediğimiz, sokaklarda reklam panolarda gördüğümüz marka ve ürünleri
kast ediyoruz. Peki, bilmek tanımak nedir? Ürünü görüyorsun diye tanımış bilmiş
mi oluyorsun. İçinde olanı biliyor muyuz?
Aldığımız kaç ürünün arkasını
okuyoruz? Okumuyoruz ama hadi okuduk kaçını anlıyoruz? Msg, Monosodyum glutamat ya da e-621 yazan ürünün içinde Çin tuzu olduğu anlamına geldiğini
kaçımız biliyoruz? Bu madde insana daha çok yedirme hissi vermektedir ve çok
fazla zararının olmasının yanı sıra birçok hazır gıda maddesinde hata birçok
kuru yemişte bile kullanıldığını bilinmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder